Yüreğimden sözlerime dökülüyor cümleler
Tutamıyorum
Serbest bıraktım yüreğimin dilini

Hakkı söylediği sürece
konuşsun...







Bu fotoğraf Sudan'da 1994 yılında amerikalı fotoğrafçı kevin carter tarafından çekildi. kevin carter çekmiş olduğu bu fotoğraftan sonra ödül aldı. Emekleyerek BM yemek kampına gitmeye çalışan bir çocuk ve arkasında çocuğun ölmesini bekleyen bir akbaba. Ve tek amacı ilginç bulduğu bu sahneyi fotoğraflayarak herkese hüner sandığı şeyi göstermeye çalışan bir insan. Başardı da bu fotoğrafı çekerek oradan uzaklaştı, çocuğa ne olduğunu kimse bilmiyor! kevin carter dediğimiz fotoğrafçı ise 3 ay sonra depresyona girerek intihar ediyor. Kim bilir belki hissetmekte geç kaldığı vicdanına yenik düştü, belki de bizim her görüşümüzde içimizin parçalandığı bu kareyi o beyninden atamadı hiç. Sonucun hüsran olması da kaçınılmaz oldu böylece. İnsani değerler tüm başarı planlarının hayallerinin üzerinde olmalıdır kim ne derse desin ve önünüze sunulan sahte ödüllerin adı ne olursa olsun. 

------------------------------------------------------------------------------------


 Sana yüreğimi açmak isterdim, uçsuz bucaksız diyarlar gibi uçsuz bucaksız bir sevgi sunmak isterdim. Engellerimi yıkıp bir kerecikte olsa yanında olmak isterdim, minicik parmaklarına dokunmak, belki de çok az duyduğun sevgi söcüklerinden sıralamak isterdim. Seni tüm sevgimle içtenliğimle bağrıma basmak "ben buradayım yanındayım" demeyi ne çok isterdim.  Telaşlarımdan sıyrılarak yanında olmak, kendi beklentilerimi bir kenara bırakıp senin beklentilerine kulak vermek isterdim.

 Sahip olduklarımın farkına vararak sahip olamadıklarıma yanışımın ne büyük bir cehalet olduğunu anlamak isterdim seni görünce, gözlerinde kaybolup utancımdan kaçmadan, kendimi savunacak tüm kelimeleri sözlüğümden kaldırarak ellerinden tutmak isterdim. Ey Afrikalı, Pakistanlı, Sudan'lı, Çeçenistan'lı çocuk. Ve daha niceleriniz. Niceleriniz için bir kerecikte olsa oturup sizin için ve ve sizlere el uzatamayan, sizden uzak olmayı kar sayan kendim için ağlamayı ne çok isterdim.
"Herkes herkese bir lokma şey verebilir ama boğaz bağışlamak, ancak Allah'ın işidir" (Mevlana)
PAKİSTAN'DA SEL

Pakistan geçtiğimiz günlerde son yılların en büyük sel felaketini yaşadı. Binlerce kişi öldü ve milyonlarca kişi hasar gören evlerini terk etmek zorunda kaldı. Medyadan takip ettiğimiz kadarıyla Pakistan'a giden ve yaşanan felakete tanık olanlar verdikleri demeçlerde yaşınılan kaybın büyüklüğüne dikkat çekiyorlardı. Ve Pakistan'ın ayağa kalkabilmesinin zaman alacağını belirtiyorlardı. Bizler gidenleri yerine getiremeyiz belki ama maddi anlamda ellerimizden geleni yapabiliriz. Türk halkının zor zamanlarında yanında olan, desteğini esirgemeyen Pakistan halkına vefa zamanıdır. Onlar uzaktalar ve zor bir dönemden geçiyorlar, şimdi ekmeğimizi bölüşmenin ve el açarak onlar için Allah'a dua etmenin zamanıdır.





"Benim ayağımın altı da müsait , başımın üstü de. Nerede duracağını sen belirle..." (Necip Fazıl KISAKÜREK)

"Sen bütün Asya'yı, Afrika'yı dolaşmalısın. Buzlu steplerde, kızgın çöllerde yaşayan Müslümanların ahvalini yakından görmelisin. Senin şiirlerin ilkbaharın feyzi gibi, donmuş ruhlara yeniden hayat verir. Onları görmeli, dinlemelisin. Onlar da seni görmeli ve dinlemeli" (Mehmet Akif Ersoy - Vaiz Kürsü de adlı şiirden)

"Fakirlik insanın sözde dostlarını uzaklaştırır" (Victor Hugo)

"Yaşamak sanat, birlikte yaşamak büyük sanattır" (Muhammed sait)

"Bütün kötülüklerin anahtarı hiddettir" (Cafer' bin Muhammed)

"Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez" (Mevlana)

"Hayat inanmak ve mücadele etmektir" (Hz. Hüseyin)

"Uzak mesafelere ulaşmak, yakın mesafeleri aşmakla mümkündür" (İmam Gazali)

"Kibir bele bağlanmış taş  gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur" (Hacı Bayram-ı Veli)

"Nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız, başlayamazsınız" (General Patton)

"En basit şey insanın kendisini aldatmasıdır; çünkü insan genellikle istediği şeyin gerçek olduğuna inanır" (Demestan)

"Tecrübe herkesin hatalarına verdiği isimdir" (Oscar Wilde)


ZİLHİCCE'NİN SON ON GÜNÜ 

Müslüman aleminin Kurban Bayramı yaklaşmış bulunuyor. Şu an içinde bulunduğumuz günler birer hazine hükmünde. Allah bugünleri hakkıyla değerlendirenlerden eylesin hepimizi.

 Kamerî ayların 12’ncisi olan Zilhicce ayı, İslâm’ın beş esasından biri olan hac ibadetinin yerine getirildiği umumi af ve bağışlanma ayıdır. İşte bu mübarek ayın, birinden onuna kadar olan zaman dilimi “leyâli-i aşere”, yani on mübarek gecedir. Onuncu gün Kurban Bayramı’nın ilk günüdür. İşte bu günlerin kıymetini anlatan Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) muhteşem müjdesi: “Allah'a ibadet edilecek günler içinde Zilhicce'nin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her günün orucu bir senelik oruca, her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine denktir.” (Tirmizi: Savm, 52; İbn Mace: Sıyam, 39)

AREFE GÜNÜNÜN ÖNEMİ
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Arefe günü tutulan oruç hakkında şöyle buyurmaktadır: “Arefe günü tutulan oruç, geçmiş bir senenin ve gelecek senenin günahlarına keffaret olur.” Bizim gibi neredeyse bir günah denizinde yüzen ahir zaman Müslümanları için bundan daha büyük bir müjde olabilir mi? İşte af ve mağfiret fırsatı! Başka bir rivayette ise Hz. Aişe şöyle demiştir: “Arefe gününün orucu bin gün oruç tutmak gibidir.” (Tergîb ve Terhîb Trc, 2. 460)

--------------------------------------------------------------------------------------