Yüreğimden sözlerime dökülüyor cümleler
Tutamıyorum
Serbest bıraktım yüreğimin dilini

Hakkı söylediği sürece
konuşsun...














Yeniden Merhaba

Yeniden merhaba herkese. Uzun zamandır ara verdiğim bloğuma yeniden yazmanın sevincini yaşıyorum. gerçekten de güzellikler paylaşıldıkça artarmış. Bunu bir kez daha anlamış oldum.


 Hayatımıza katılan güzel oğlum bazı aktivitelere ara vermemi gerektirdi. Nede olsa çok minikti ve sevgiye olduğu gibi ilgiye de çok ihtiyacı vardı. Ve eşimle ben neredeyse tüm enerjimizi ve zamanımızı minik oğlumuza harcadık, hala harcıyoruz desem yeridir.


 Öncelikle anneliğin çok farklı bir duygu olduğunu paylaşmak istiyorum sizlerle. Zor ama bir o kadar da keyifli. Bebeğinizden başka hayatınızın hızını kesecek başka bir varlık yoktur herhalde. Ve var olan düzeniniz, hayata dair hesaplarınız öylesine değişiyor ki kendiniz bile inanamıyorsunuz. Her saati hatta her dakikayı bebeğinize odaklayarak yaşıyorsunuz. Artık plan ve projeleriniz öncelikle ona göre şekilleniyor. Yemek düzeniniz, gezme zamanınız, uyuma ve kalkma zamanınız; kısaca her şey  o minik yüreğin isteğine göre şekilleniyor. Daha yeni oturduğunuz sofradan onun tatlı sesiyle kalkıyor, uykunun en tatlı yerinde yine onun ağlamasıyla gözlerinizi açıyorsunuz. Evet Yüce Yaradan annelerin kalbine öylesine muhteşem bir şefkat koymuş ki,  küçücük bebek size her istediğini anında yaptırabiliyor. Düşünün bakalım hayatınızda kaç kişi için gecenin en tatlı uykusunu bine böldünüz? Ve kimin uykusu bölünmesin diye evin içinde parmak uçlarınıza basarak yürüdünüz?


 Onların yaptığı her şeye bir anlam yükleriz. Güldükleri zaman dünyalar sizin olur, ağladıkları zaman sizde ağlarsınız. Yaptıkları ilkler sizin de ilklerinizmiş gibi kocaman bir anlama sahiptir. İlk gülücük, ilk kahkaha, ilk emekleme, ilk adım. Hayatta bu kadar keyif verici bir şey daha yaşamamışsınızdır sanki. Kısaca, onunla yeniden doğarsınız ve yeni bir dünya kurarsınız. Yeniden büyürsünüz onunla. Hayatı ikinci kere ama ilkmiş gibi yaşamaya başlarsınız. Allah'ın vermiş olduğu bu muhteşem evlatlara ve bu muhteşem duyguya ne kadar şükretsek azdır!


Evet evlatlarımız Allah'ın bize bahşetmiş olduğu bir nimet ve göz aydınlığı. Onların yine Allah'ın razı olacağı şekilde yetiştirmek en büyük görevimiz. Dünyasını da Ahiretini' de Cennet'e çevirmek için elimizden geleni yapmalıyız. O'nu sadece dünya için hazırlamak, Ahiretini 'de arka plana atmak büyük bir vebaldir annelerin babaların boynunda. Bundan Rabbime sığınırım. Bu yüzden öncelikle onlara hal diliyle örnek olmak gerekir ki onların ilk rol modelleri anneleri ve babalarıdır.


 Bir şey daha paylaşmak istiyorum sizlerle. Evlatlarımıza kitlenerek kendi Ahiretimizi de heba etmemeliyiz. Yani onlar bizi Allah'a yakınlıktan ve ibadetlerimizde alıkoymamalı. Aksine bir şükür vesilesi olarak onlarlar beraber Allah'a layık kul, Efendimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v) layık ümmet olmak yegâne çabamız olmalı. Tüm anne ve babaların bu güzel çaba içinde olması duası ile.


Sevgilerimle









 
MEVLİD KANDİLİ

"Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik."  (Enbiya 107)

 Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) 571 yılında Kameri aylardan Rebiü'l-evvel ayının 12.gecesi doğmuştur. Milâdî takvime göre ise bu, 571 yılı Nisan ayının yirmisine rastlamaktadır. Bu mübarek geceye "Mevlid Kandili" denir.

 Efendimiz (s.a.v) gönderilmeden önce, dünya cehaletlikle, zulümle ve günahla hüküm sürüyordu. Efendimiz (s.a.v)'nin gelişi ise bu karanlığı dağıtmış, insanlara hak tanıtılmış, insan olmanın gerekleri öğretilmiştir.

"De ki: Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günâhlarınızı bağışlasın..." (Âl-i İmrân, 31)

 Bu gece O'nu (s.a.v) çok anmak, bol bol salavat-ı şerife okumak, kuran okuyarak mübarek ruhlarına göndermek ve bütün insanlığa gönderildiğini bir kez daha düşünerek, O'nun (s.a.v) getirdiği mesajların muhatabı olduğumuzu yeniden idrak etmek gerekir.

 Bu gece Efendimiz (s.a.v) layık ümmet olup olmadığımızı bir kere daha sorgulayarak, Allah'tan bu şuura varmak için niyazda bulunmalıyız.

 Herkesin Mevlid Kandilinin hayırlara vesile olmasını ve bu geceyi hakkıyla idrak edebilmeyi temenni ediyorum. Hayırlı kandiller.

Gazzeli öksüz-yetimden mektup var !

Gazze'de yaşayan ve anne-babası İsrail tarafından katledilen 12 yaşındaki kız çocuğu Dellal Türkiye'ye mektup gönderdi.

Dünya Bülteni / Haber Merkezi

Annesi ve babası dahil bütün ailesi İsrail tarafından katledilen Gazzeli minik Dalal El Samuni'nin Türkiye'ye gönderdiği mektup yürekleri dağladı.

Saldırıda bir bacağını da kaybeden 12 yaşındaki Dellal, Müslümanlara seslendi.

Haber5'te yer alan Dellal'ın o mektubu:

Şefkatli Amcacığım (Şerafettin MOLLAOĞLU)

Allahın selamı, rahmeti, bereketi üzerine olsun. Allah seni bütün kötülüklerden korusun.

Bu mektubumu size Yetim Gazze'den yazıyorum Ben Mine Dalal EL SAMUNİ 1998 Yılında bir gece yarısı İsrail'in bomba sesleri eşliğinde doğurmuş annem beni...

Babam bir atölyede işçi olarak çalışıyordu ve yedi kardeşim vardı. Babamın aldığı maaş bize yetmiyordu ama annem vardı, babam vardı, kardeşlerim vardı, mutlu bir aile hayatımız vardı. Gazze'ye uygulanan ambargo, İsrail'in ani baskıları ani saldırıları olsa da bir nebze alışmıştık bu hayata hayat her şeye rağmen devam ediyordu.

2009 yılına kadar bütün olumsuzluklara rağmen yaşıyorduk ne kadar da fakir olsak sıkıntılı bir hayat yaşasak da bu hayata alışmıştık.

2009 yılında İsrail askerleri evimize girdiler evi boşatmamızı istediler. Evde dedemler ve amcamlar da vardı. Evimizi terk ettik. Mahallemizdeki bir okula yerleştik. Komşularımız da vardı okulda, 95 kişiydik Bir gece İsrail askerleri okulu bombalamaya başladılar karanlıktı, elektrikler yoktu, biz 25 kişi aynı aileden okulun bir sınıfında okuyorduk okul bombalanmaya başladığında uykudaydık bomba sesleriyle yandık. Babam, annem, dedem, amcalarım bizi korumaya çalışıyorlardı. Uyandığımda hastanedeydim. Bir ayağımı kesmişler vücudum da sarılıydı. Bu saldırıda 25 kişilik akrabalarımızdan geride sadece ben sağ olarak kurtulmuşum. Annem, babam dedem, amcalarım altı kardeşim, kuzenlerim, yengelerim hepsi şehit olmuş. Onların şehit olduğunu saldırıdan bir ay sonra öğrendim. Ne annemin ne de babamın ne de kardeşlerimin cenazesini gördüm. Ben hastaneden iyileşip taburcu olduğumda saldırı olalı üç ay geçmişti.

Şimdi 12 yaşındayım ve hayata tek başıma tutunmaya çalışıyorum. Bir ayağım yok bastonla yürüyorum. Gazze'de bir yetimhanede kalıyorum nasip olursa bu yıl ilkokulu bitireceğim.

Sevgili Amcacığım Şerafettin

Sizi gecen yıl tanıdım -Allah sizden razı olsun- burada bize sahip çıkan ağabeylerimiz ablalarımız var, sizi ve Cansuyu Derneği'ni gecen yıl tanıdım. Her ay yardımlarınızı alıyorum. Bu yardımlarla okul ihtiyaçlarımı ve özel ihtiyaçlarımı karşılıyorum. Geçen kurban bayramında beni aradığınızda çok sevindim sizi tanımıyorum sadece sizin ve derneğinizin adını biliyorum her namazdan sonra anneme babama kardeşlerime şehit olan diğer akrabalarıma ve size dua ediyorum. Siz bana sahip çıkana kadar kendimi çok yalnız hissediyordum. Babam şehit olsa da artık bana sahip çıkan beni unutmayan beni arayan soran manevi bir babam olduğunuz için çok mutluyum. Allah sizi korusun cennette peygamberimize sizi komşu kılsın.

Bu yetimhanede 125 yetim kalıyoruz bazı arkadaşlarımızın anneleri yaşıyor ama maddi durumları iyi olmadıkları için bu yetimhanede kalıyorlar. Büyüyünce doktor olmak istiyorum. Türkiye'yi çok seviyorum bazen Türkiye'yi televizyondan izliyorum.

Yetim olmak zor ama Gazze'de Yetim olmak daha zor...

Sabahları annelerimizin sesiyle değil İsrail uçaklarının bomba sesleriyle uyanıyoruz.

Babalarımız okula giderken cebimize harçlık koymuyor.

Hastalandığımızda annelerimizin sıcak çorbalarını içemiyoruz.

Oynayacak parklarımız da yok.

Yetim Gazze'nin kalbinden tüm dünyaya sesleniyorum:

Tüm vicdan sahiplerine!

Batıya!

Doğuya!

Tüm İslam ülkelerine!

Ve Müslüman kardeşlerime!

Bizi yalnız bıraktınız !!

Feryadımızı duymadınız !!

Siz ey batının ve doğunun çocukları !!!

Annesizliğin ve babasızlığın ne olduğunu bilir misiniz?

Siz ey insan haklarından bahseden batı!

Bizden hiç bahsettiniz mi?

Sizin insan hakları Gazze için çalışmaz mı? Gazze'de insan yok mu?

Ve siz ey Müslümanlar!

Ey Allah'a ve Kur'an'a inanan Müslümanlar!

Feryadımızı duymadınız, gözyaşlarımızı silmediniz!

Bizi zalim İsrail'in acımazsız saldırılarında yalnız bıraktınız.

Size hakkımı helal etmiyorum!

Size hakkımı helal etmiyorum!

Size hakkımı helal etmiyorum!

Yetim Mine Dalal EL SAMUNİ. 10122010. Gazze...